Stresli olduğumuzda göğsümüzdeki o donuk baskıdan, panik ataklarının keskin, kalp krizi hislerine kadar, kaygı olarak bildiğimiz duygusal durumun tamamen kafamızda olmadığı oldukça açıktır. Ve o acı ve rahatsızlık panik içinde artmaya başladığında, en büyük korku o zaman vurabilir: Bundan ölebilir miyim? Kaygı sizi öldürebilir mi?

Neyse ki (ve rahatlatıcı bir şekilde), insan biyolojisi bu kadar basit veya bu kadar temel değil. Zihniniz ve bedeniniz arasında karmaşık bir ilişki olduğu kesin, ancak bu korkunun kalbinizi durdurabileceği anlamına gelmez.

Kötü haber şu ki, size hiç endişelenmemenizi söylemek istesek de, kaygının sağlığınız üzerinde kesinlikle oldukça ciddi ve olumsuz etkileri olabilir ve eğer onu kontrol altına almazsanız, bu etkiler hayatınızı değiştirebilir.

Sağlığınız ve kaygınız için en kötü ve en iyi senaryoları birazdan ele alacağız, ancak bunu yapmadan önce kaygı ve paniğin vücudunuzu nasıl etkilediğine dair birkaç temel konuyu ele alalım.

Panik Atakların ve Kaygı Ataklarının Tehlikeleri
Kaygı hakkında bilmeniz gereken ilk şey şudur: bu, bir şeye -özellikle korkuya- hem zihinsel hem de fiziksel bir tepkidir. Yaygın kaygı bozukluğu gibi kaygı bozuklukları, zihninizin potansiyel gelecekteki tehlikeler hakkında korku ürettiği ve bu korkuların işlev görme yeteneğinizi etkilediği durumlardır. Örneğin, işte kendinizi utandırmaktan o kadar çok endişelenebilirsiniz ki asla konuşmazsınız veya dışarı çıkmanın tehlikesi hakkında o kadar çok endişelenebilirsiniz ki evden çıkmayı bırakırsınız.

Ancak kaygı ve korku arasında bir fark vardır: biri ana odaklıyken diğeri gelecekle ilgilenir. Biri varsayımken diğeri daha gerçektir. Kaygıya bakmanın iyi bir yolu, yatağınızda bir örümcek bulduğunuzu hayal etmektir. Bir örümcek bulduğunuzda bu bir korku tepkisidir. Yatak odanızda daha kaç tane olduğunu merak ederek önümüzdeki birkaç haftayı geçirdiğinizde bu kaygılı bir tepkidir.

Şimdi, hepimiz zaman zaman kaygı duyarız, ancak kaygı bozuklukları refahınızı etkiler. Metaforumuzu genişletmek gerekirse, örümcekler konusunda o kadar endişelendiğinizde haftalarca kanepede uyumanız bir bozukluğun kanıtıdır (çünkü dürüst olmak gerekirse birkaç gece gerçekçidir - örümcekler korkutucudur).

Düzensiz kaygı ayrıca kafa karışıklığı, huzursuzluk, kaçınma, uykusuzluk ve daha fazlası gibi semptomlara da neden olur. Ancak akut fiziksel semptomlar da vardır ve bunlar şunları içerebilir:

• Baş dönmesi
• Hızlı nefes alma veya nefes darlığı
• Mide bulantısı
• Baygınlık hissi
• Kuru ağız
• Göğüs baskısı veya göğüs ağrısı
• Boğulma hissi

Panik bozukluğu olan kişiler (esas olarak kaygının aşırı bir versiyonu) bu semptomların çoğunu daha yoğun seviyelerde hissedebilir. Ve bu nedenle, panik ataklar genellikle onları yaşayan kişiler tarafından kalp krizi olarak yanlış yorumlanır.

Bir Anksiyete Atağı Beni Öldürebilir mi?
Birçok kişi panik atağın semptomlarını kalp krizi semptomları olarak yorumlarken, gerçek şu ki bir panik atağın kalp krizine neden olması çok olası değildir ve kesinlikle aynı şey değildirler.

Çoğu panik atak çok şiddetlidir ancak birkaç dakika içinde azalmaya başlar. Semptomlar yaşam mücadelesi gibi hissettirse de, aslında beyninizin savaş ya da kaç içgüdüsünün yanlış bir şekilde harekete geçmesidir, tıpkı komşunuzun yanlış oturup anahtarlığındaki bir düğmeye basması nedeniyle araba alarmının çalması gibi.

Kısacası, bir panik atağın sizi öldürmesi veya kalp krizi geçirmesi çok olası değildir ve mümkün olsa da, kronik anksiyetenin tıbbi komplikasyonları nedeniyle ölüm kadar yaygın değildir.

Kaygı Beni Öldürebilir mi?
İşte kötü haber: Panik atağın sizi öldürmesi pek olası olmasa da, uzun vadeli kronik kaygı ve panik atak örüntüsü kesinlikle ölümcül sorunlara yakalanma riskinize katkıda bulunabilir.

Panik ataklar kalp atış hızınızı etkilemeyebilir, ancak zamanla kalp krizi ve diğer kalp hastalığı türleri gibi gerçek kardiyak olaylara yakalanma riskinizi artırabilir. Ayrıca, intihar düşünceleri riskinizi de artırabilir ve bu da intihar düşüncelerine ve ne yazık ki intihara yol açabilir.

Peki kaygı sizi öldürebilir mi? Evet, zamanla diğer ölümcül sonuçlara yol açarak.

Şimdi, intihar etmeyi düşünmeyebilirsiniz. Ciddi bir panik atak geçirmemiş olabilirsiniz ve çok iyi uyuyor olabilirsiniz. Ancak kaygınız o kadar kötüyse ki bununla ilgili cevaplar almak için internette biraz araştırma yapıyorsanız, büyük olasılıkla bu çok tehlikeli yola doğru ilk adımlarınızı atıyorsunuzdur.

Ancak neyse ki, kaygıyla ilişkili artan ölüm risklerini terapötik müdahaleyle proaktif bir şekilde yönetebilirsiniz. Bu ilaç anlamına gelebilir veya terapi anlamına gelebilir veya her ikisi anlamına gelebilir. Hayatınızdaki kronik stres seviyelerini azaltmanız veya kafein alımını azaltmanız gerekebilir. Bu düzeydeki kaygı için yanıtlar almanın tek bir yolu vardır: ruh sağlığı uzmanlarıyla görüşmek.

Kaygı Konusunda Endişeleniyorsanız Ne Yapmalısınız
Stres hormonu seviyeleriniz tavana mı çıktı? Günlük hayatınızı etkileyen şiddetli kaygı mı? Anlıyoruz. Kaygı gibi ruhsal bozukluklar can sıkıcıdır ve kaygının belirtileri en kötü durumda kalbinizin duracakmış gibi hissetmenize neden olabilir.

Bu, derin nefesler almak için iyi bir zamandır çünkü kalbiniz durmayacaktır.

Ancak tek bir panik atağın ölümünüzle sonuçlanma ihtimali düşük olsa da gerçek şu ki tedavi edilmeyen kaygı, hayatınızı kısaltabilecek birçok başka rahatsızlığın riskini artırır.

Hepsi önlenebilir mi? Muhtemelen. Bunu bilmenin tek yolu bir sağlık uzmanıyla konuşmaktır.

Kaygınız hafif veya aşırı, yeni veya yaşam boyu sürmüş olsun, ne kadar erken ele alırsanız, belirtilerinizin o kadar erken azaldığını görürsünüz. Bu, şimdi ve potansiyel olarak önümüzdeki yıllarda yaşam kalitenizin artması anlamına gelir.