Sosyal Fobi
“Haydi hayal edelim. Öğrencisiniz ve sınıfa giriyorsunuz. Herkes sizi gösteriyor ve gülüyor. Bir bakıyorsunuz, üstünüzde giysiler yok!'' Sosyal fobisi olan kişilerin her gün karşılaşabilecekleri bir olaya karşı hissettiklerini, bu senaryo çok iyi belirtmektedir. “Çok büyük bir utanç hissedersiniz, odadan kaçıp gitmek, görünmez olmak istersiniz, utançtan ölecekmiş gibi olursunuz, bir daha kimseyi görme isteği duymazsınız”. Sosyal fobi kişinin toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağı konusunda şiddetli ve sürekli korku ve endişesinin olduğu bir kaygı bozukluğudur. Kişiler başkalarıyla iletişimde olmalarını gerektiren ya da bir işi başkalarının yanında yapmaları gereken durumlardan korkarlar ve bu sosyal olaylardan mümkün olduğunca kaçarlar. Başkalarının kendisi hakkında sinirli, zayıf, yetersiz ya da aptal gibi olduğu konusunda yargılarda bulunacağını düşünürler. Sesinin titremesinden ve elini koyacak yer bulamayacağı gibi kaygılardan ötürü toplum önünde konuşmaktan endişe edebilirler hatta başkalarıyla karşılıklı konuşurken bile aşırı kaygı hissedebilirler. Bazı kişilerde ise diğer insanların ellerinin sallandığını ve nereye koyacağını bilemediğini görmesinden utanacağı için başkalarının yanında yemekten ve içmekten kaçınabilirler.
Sosyal fobinin özellikleri nedir?
Sosyal fobinin yaşam boyu görülme oranı % 7-12 arasındadır. En sık saptanan psikiyatrik hastalıklardandır. Türkiye’de üniversite öğrencilerinde yapılan bir araştırmada %9.6’sında bu hastalığın olduğu saptanmıştır. Sosyal fobi iki şekilde görülür. Toplumsal durumların çoğunda yaygın korku ve bedensel yakınmalar oluyorsa yaygın tip, bazı özel durumları kapsıyorsa (konuşma yapmak gibi) yaygın olmayan tiptir. En sık görülen ve işlevselliği en fazla bozan yaygın tiptir. Sosyal fobi sıklıkla 10-17 yaşları arası olan erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlar. Yaygın tipin daha erken yaşta başladığı saptanmıştır.
Kimlerde daha sık görülür?
Sosyoekonomik ve eğitim düzeyi yetersiz, hiç evlenmemiş, işsizlerde daha sık görülmekle birlikte, çocukluk döneminde toplum içine yeterince çıkmama da risk etmenleri arasındadır. Genetik özellikten daha çok, çocuğun büyürken sosyal faaliyetlere katılımı, ailenin sosyal çevredeki yeri ve çocuğuna olduğu model önemlidir. Çocukluk döneminden itibaren sosyal bir olayda aşırı çekingen olanlarda, ileride sosyal fobi oluşma riski daha fazladır
Sosyal Fobinin Belirtileri Nelerdir
Toplulukta konuşma yapmak gibi konularda çekingenlik sık görülen bir durumdur. Bu kişilerin çoğu sosyal fobi tanısı almazlar. Ayrıca bir sosyal faaliyet veya işte “başaramazsam rezil olurum?” düşüncesi kişiyi motive eder ve daha iyi hazırlanıp çekingenliğinin azaltmasına faydası olur. Sosyal fobi tanısı koymak için ise kişide korkuyla beraber, kaçınma davranışlarının olması gerekmektedir. Bazen kişi kaçmıyorsa, büyük bir sıkıntı yaşayarak bu duruma katlanır. Bununla beraber kişi korkularının aşırı ya da anlamsız olduğunun farkında olmasına rağmen korkulan durumla karşılaşıldığında bedensel şikayetler ortaya çıkar. Bu belirtilere örnek olarak yüz kızarması, ateş basması, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, boğaz düğümlenmesi, nefes darlığı, mide barsak sisteminde rahatsızlık, ishal, kas gerginliği, titreme verilebilir. Bu esnada aklından “güçsüzüm, yetersizim, beğenilmiyorum, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, herkesin beğenisini kazanmalıyım” şeklinde düşünceler geçer. Bu düşünceler sırasında ise korkulan ortama girmeme, korkulan ortamı terk etme, göz temasından kaçınma şeklinde kaçınma davranışları olabilir.
Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeğinde belirlenen sosyal durumlar şu şekildedir. Her bir özelliğe 4 üzerinden puan verilip, çıkan sonuca göre sosyal fobi şiddeti saptanabilir.
- Toplum içinde umumi telefonları kullanmak
- Küçük bir grup faaliyetine katılmak
- Toplum içinde yemek yemek
- Toplum içinde bir şeyler içmek
- Yetkili biri ile konuşmak
- Dinleyiciler önünde konuşmak, gösteri yapmak
- Partiye/ eğlenceye gitmek
- Başkaları tarafından izlenirken çalışmak
- Başkaları tarafından izlenirken yazı yazmak
- Çok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşmek
- Çok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşmak
- Yabancılarla konuşmak
- Genel tuvaletleri kullanmak
- Başkaları içerideyken odaya girmek
- İlgi odağı olmak
- Bir toplantıda hazırlıksız konuşma yapmak
- Yetenek, beceri veya bilgi testine tabi tutulmak
- İyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı fikirde olmadığını ifade etmek
- Çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakmak
- Önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunmak
- Romantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışmak
- Satın alınan bir malın parasını geri almak üzere iade etmek
- Parti / davet vermek, misafir ağırlamak
- Satış elamanının yoğun baskısına karşı koyma
NEDENLERİ NEDİR?
Sosyal fobide genetik geçişin rolü az da olsa vardır. Ailesi içinde sosyal fobisi olan akrabası olduğunda, kişilerin bu hastalığa yakalanma riski biraz daha artar. En önemli faktörlerin başında beyin hücrelerinde bir takım kimyasal ve elektriksel bozukluklar oluşması gelmektedir, özellikle Serotonin adlı kimyasal maddenin sosyal fobili kişilerin beynindeki oranının normalden az saptandığı veya sinyal iletiminde sorunlar olduğu fark edilmiştir. Sosyal fobi bazen belirli bir olaydan sonra gün yüzüne çıkmış ve sonraki sosyal yaşantısı ile yerleşmiş olabilir. Mesela öğrenci sınıfta sözlüde bir hata yapmış ve arkadaşları ona gülmüşse, küçük düşme, rezil olma ve utanç duyma hissine kapılıp ve bedensel belirtiler göstermeye başlayabilir. Daha sonraki sözlüde veya tahtaya kalkma durumlarında önceki olaylar aklına gelecek ve sosyal fobi belirtileri olarak ortaya çıkacaktır. Çocuk büyütme biçimi de hastalığın oluşmasında önemli faktörlerdendir. Genellikle çocuğuna karşı aşırı koruyucu veya duygusal sıcaklıktan yoksun, katı anne babalar olabilir. Çocuğundan yüksek başarı isteyen ailelerinin çocukları başarısızlıkla karşılaştıklarında, bazen cezalandırılıp, başarısızlık korkusuyla daha sonraki sınavlarda baştan başaramayacağını düşünerek belirtiler ortaya çıkabilir.
SOSYAL FOBİ TEDAVİSİ?
Sosyal fobi tedavi edilebilen bir hastalıktır. Beraberinde başka psikiyatrik hastalıkların olması, sosyal fobinin başlangıç yaşı ve süresi, tedavi olma isteği ve tedaviye katılımı gibi bir çok faktör tedavinin başarısını değiştirmektedir.
Sosyal fobide ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanır. Hastanın şikayetlerinin ağırlığına göre bazen tek başına psikoterapi, bazen ilaç tedavisi uygulansa da genellikle her iki tedavi yolunun beraber uygulanmasında başarı oranı daha yüksektir. İlaç tedavisinde özellikle nörondaki serotonin düzeyi üzerine etkili olan ilaçlar seçilir. Tedavinin ilk günlerinde hafif yan etkiler olmakla beraber kalıcı yan etki ve bağımlılık yapmamaktadır. İlaç etkisinin ortaya çıkması ikinci veya üçüncü haftada başlamakla beraber ilacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmelidir. Tedavi süresi iyileşmeden sonra ortalama 1 yıl olup, sosyal fobi semptomların tekrar oluşmasını engeller.
Sosyal fobide en sık uygulanan terapi yolu Bilişsel ve Davranışçı Terapidir. Kişinin sosyal fobisinin arkasındaki inanç ve ana düşünceler irdelenerek gerçekçiliği sorgulanır. Kişinin sosyal ortamlarda gerçekten başkaları tarafından ağır eleştirilere, yargılara maruz kalıp kalmadığı araştırılıp çoğu zaman bu kaygının mantıksız ve temelsiz olduğu, kişinin bunları çocukluğundan itibaren çeşitli olayları yanlış yorumladığı fark etmesi sağlanır. Bilişsel terapide kaygı hisleri ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel reaksiyonları tanıma, kaygıya yol açan durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu fark etme ve bunlara karşı başa çıkma stratejileri oluşturma gibi basamakları vardır. Davranışsal terapide ise model olma, yakınmaların üstüne gitme, belirtileri daha net algılayabilmesi için rol oynama, gevşeme ve nefes eğitimi, sosyal beceri eğitimi ve minfulness (bilinçli farkındalık) gibi her hastada farklı uygulanabilecek yöntemler vardır. Ayrıca aile ve grup terapisi de uygulanabilir. Kişi korkuların üzerine gittikçe zamanla endişe ettiği kötü olayların gerçekleşmediğini görür, sosyal fobisinin anlamsız olduğunu görür. Amacımız sadece sosyal fobiyi azaltmanın dışında kişiyi hayata genel olarak daha olumlu ve gerçekçi bakan, daha sağlıklı ilişkiler kurabilen, stresle etkili bir şekilde baş edebilen bir kişi hale getirmektir.
Sonuç
Çekingen kişilik yapısı toplumlarda sık görülmekle beraber sosyal fobinin önemli bir hastalık olduğu kabul edilmesi gereklidir. Psikiyatrist tarafından yapılan bu ilaç ve terapi sonucu iyi bir işi, iyi bir arkadaş grubu ve kendine güvenen mutlu bir kişi olması sağlanacağı için uygulanan bu tedaviler çok önemlidir.