Depresyon


Depresyon Nedir - Uzm. Dr. Seher Çakmak

Depresyon bir ruh halini tanımlar. Bununla beraber psikiyatrik bir rahatsızlığı belirtmek için kullanılınca bir hastalık ismi olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Depresyon en sık ruhsal hastalıkların başında gelmektedir. Hastalık olarak için depresyon denildiğinde, bir tür ruhsal çökkünlük içinde olunduğunu ifade eder. İnsan hayatında her insan bazı günlerde kendini üzgün, moralsiz, iç sıkıntılı, karamsar ve gelecekten umutsuz hissedebilir. Bu hisler sıklıkla birkaç gün içinde ortadan kaybolur. Depresyon hastalığının bazen hissedilen moral bozukluğu ve üzgün olma halinden farkı:

  1. kişinin sadece duygusal olarak kendini mutsuz, üzgün, kederli hissetmesi değil bunlarla beraber
  2. düşünce olarak gelecekten beklentisi kalmamış gibi çaresizlik ve umutsuzluk içinde olması, kendisini bu durumdan çıkmak için yetersiz, enerjisinin az, kendini değersiz olarak algılaması ve hatta intihar etmeyi sorunlarının çözümü olarak kabul etmesi,
  3. davranış olarak kendini toplumdan izole etmesi, içine kapanması, giderek durgunlaşması, ona zevk verecek hiçbir şeyin olmaması ve her şeye karşı isteksizlik hissetmesi ve
  4. bedensel olarak uyku ve iştah bozukluklarının oluşmasıdır.
  5. Bu depresyon belirtilerinin en az 14 gün süresince devam etmesi gereklidir.

Kişilerin her gün yaşadıkları olaylar, sıklıkla insanların ruh halini negatif etkilemektedir, ancak depresyondan en önemli farkı, kişinin bu durumda bir çözüm bulabileceğine ve hayatını çok fazla etkilemeyeceğine olan inancıdır. Gündelik olaylar ile mutsuz olan kişi, hayatında daha iyi gelişmeler olduğunda kendisini yeniden iyi hissederken, depresyon hastalığındaki kişi gelişen olumlu olaylara rağmen kendini daha iyi hissetmez. Bu sebeple bazı günler yaşanabilen demoralizasyon veya gelip geçici umutsuzluk ve üzüntü durumlarını depresyon olarak tanı koymak yanlış bir yaklaşım olması sebebiyle dikkatlice değerlendirilmelidir .

Randevu Al

Depresyon hastalığının sıklığı son yıllarda yapılan bir çalışmalara göre erkeklerde %6, kadınlarda %9.6 olarak bulunmuştur. En fazla depresyonun saptandığı yaş aralığı ise 18-25 olarak bulunmuştur. Yaşam boyunca her beş kadından bir tanesi en az bir kez depresyon hastalığına yakalanacakları hesaplanmıştır.

Depresyon şu anda dünyada en fazla yeti kaybı oluşturan hastalıklar sırasında ikinci sıradadır. Gelişmiş ülkelerde ise işgücü kaybı yönünden birinci sırada yer almaktadır. Hastalar yaşam aktivitelerine yeterli katılamazlar. Bu durumda iş ve sosyal yaşamları negatif etkilenip daha büyük sorunlar yaşarlar. Etkili ve yeterli sürede tedavi edilmeyen depresyonda intihar ile ölüm riski %15 civarındadır. Bununla beraber optimum tedavi edilmemiş depresyon, alkol ve madde kullanımına ve daha ağır ruhsal hastalıklara da zemin hazırlayıp aynı anda ek ruhsal hastalıkların tabloya eklenmesi hastaların tedavilerini daha da zorlaştırmaktadır. Ayrıca yeterli tedavi almamış depresyon bedensel hastalıklara da yol açıp ve guatr, diyabet, barsak, nöroloji ve kalp hastalıkları gibi bedensel hastalıkların seyrini değiştirip ölüm riskini bile yükseltmektedir.

Depresyon özellikle psikiyatri uzmanlarınca etkili ve yeterli şekilde tedavi edilmesi gereken en önemli hastalıkların başında gelmektedir. Fakat Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada depresyon hastalarının yarısının hiçbir tedavi görmediği saptanmıştır. Kalan yarısında ise, ancak %21’i etkili ve anlamlı bir tedavi görürken, çoğunun ise işe yaramayan, gereksiz tedavilerle zaman geçirmektedir. Bu sebeplerle depresyon doğru tanınması yanında doğru tedavi edilmesi de çok önemlidir.

Depresyon en kolay tedavi edilebilen ruhsal hastalıkların başında gelmektedir. Hastaların %80-%90'ı tedaviye çok iyi yanıt vermektedir. Hemen hemen tüm hastalar semptomlarında azalma kaydetmişlerdir. Tedavi başlamadan önce tiroid bozukluğu ve vitamin eksikliği olup olmadığı incelenmelidir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki, depresyon hastalığında antidepresan tedaviler çok başarılı sonuç vermektedirler. Ama şikayetler, kısa sürede geçen moral bozukluğu şiddetindeyse, antidepresanlar işe yaramamaktadır. Yani depresyon hastalığında mutlaka bir etkili tedavi yapmak gerekirken, sadece moral bozukluğu veya yaşadığı olaylara bağlı üzüntü veya mutsuzluk yaşayan bir kişi hastaymış gibi tedavi edilmemelidir. Bunun ayrımını da psikiyatri hekimlerince yapılabilmektedir. Antidepresan ilaçlar bir ciddi hastalığı tedavi etmede işe yarayan ilaç olup hiçbir zaman bir moral dopingi, mutluluk ilacı, uyuşturarak dertleri unutturan bir madde veya alışkanlık yapan bir ilaç değildir. Tedavide kullanılan ve beynin çalışmasında düzenlemeler yapan kimyasal maddelerdir. Antidepresan ilaçlar depresyon hastalığında başarıyla kullanılmakta ve %80’lerin üzerinde yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Bu tedaviler başlandığında ilk 2 haftada bazı düzelmeler sağlasa da esas tedavi edici etkisi 2-3 ayda meydana gelmektedir. Hastanın tedavisinin 1. ayında şikayetlerinde azalma oluşmazsa ilaç dozu arttırılmalı veya başka antidepresan ilaç verilmelidir. Bazı durumlarda ise psikotropik ilaçlar tedaviye eklenebilir. Psikiyatrist hasta iyileştiğini belirtmesinden sonra en az 6 ay daha tedavinin devam etmesi gerektiğini hastaya belirtmesi gerekir. Uzun süreli tedavi, gelecekte oluşma ihtimali yüksek olan hastalık tekrarını engellemeye yöneliktir.

Randevu Al

Hafif düzeydeki depresyona psikoterapi tek başına uygulanabilir. Orta - ileri seviyedeki depresyonda ise ilaç tedavisinin yanında hastalara psikoterapiler uygulanmaktadır. Bu tedaviler çeşitli çalışmalar sonucu ortaya çıkan ve yıllar içinde bilgi birikimiyle temelleri oluşturulmuş yöntemlerdir. Depresyon tedavisinde kullanılan psikoterapi yöntemleri içerisinde etkinliği en çok kanıtlanmış olan bilişsel-davranışçı terapidir. Bu terapi yönteminde insanın düşünce temelindeki olumsuz düşünce ve davranış kalıpları işlevsel olanlar ile değiştirilir. Terapilerin uygulanmaya başlamasından ortalama 10-15 adet seans sonrası semptomlarda önemli gelişmeler sağlanabilir. Bunlunla beraber kuramlara ve çalışmalara dayanmayan, hastaya akıl öğretmek gibi yaklaşılan ve yaşamına çeki düzen vermeyi sağlayan çabaları tedavi edici işlemler veya terapiler diye kabul etmek büyük yanlışlıktır. Bunlar depresyondaki hastaları kısa süreli oyalanmalardan başka bir şey değildir.

Sonuçta, depresyon psikiyatrik hastalıklar içinde en sık olan ve en çok yeti kaybı yapıp, en kolay tedavi edilebilen hastalıkların başında gelir. Doğru tanı konulup, etkili ve yeterli süre tedavi edildiğinde bir halkın büyük bölümünü etkileyen sorun ortadan kalkmaktadır. Bununla beraber depresyon tanı ve tedavisinde uzman olmayan kişiler tarafından doğru biçimde tedavi edilmediğinde pek çok istenmeyen sorunlar meydana gelmektedir.

Uzm. Dr. Seher Çakmak

Uzm. Dr. Seher Çakmak

Psikiyatrist & Psikoterapist

Caddebostan'da bulunan özel muayenehanemde hastalarımı ve danışanlarımı yüz yüze veya internet üzerinden kabul etmekteyim.

HAKKIMDA İLETİŞİM