Bipolar Bozukluk
İki uçlu Bozukluk, Manik Depresif Hastalık
Bipolar Bozukluk nedir?
İki uçlu bozukluk (bipolar bozukluk, eski adıyla manik-depresif hastalık) iki ayrı hastalık dönemiyle ve bu dönemlerin iç içe geçmesiyle karakterize bir ruhsal hastalıktır. En belirgin özelliği, ruh halindeki hızlı değişikliklerdir. Bu hastalık dönemlerinden bir tanesinde taşkınlık (mani) hali baskınken, diğerinde çökkünlük (depresyon) ağır basmaktadır. Birbirlerinin tam tersi gibi görünen bu iki hastalık dönemi hafifleme ve alevlenmelerle seyreder. Hastalık atak dönemleri haricinde ise hasta tamamen normal duygu durumuna dönebilir. Bazı hastalarda ise günlük yaşamı etkileyen az miktarda bulgular izlenebilir.
Mani veya taşkınlık dönemi duygu durumun yükseldiği, hastanın aşırı coşkulu olduğu süreçtir. Bu dönemde hastada abartılı fikirler veya ayağı yere basmayan plan ve projeler, kendini olduğundan çok daha yüksekte ve önemli görme, düşüncelerin hastanın beyninde birbirleriyle yarışması, kendini aşırı enerjik hissetme, uyku ihtiyacında azalma, hatta uykunun gereksiz olduğunu düşünme, sonuçlarını hesap etmeden heyecanlı, tehlikeli veya eğlenceli aktivitelerde bulunmak (kazancının çok üstünde para harcamak, cinsel istekte artış, aşırı hızlı araba kullanmak) görülen belirtilerin en önemli örnekleridir.
Depresyon veya çökkünlük dönemi ise yukarıda belirtilen durumun tersidir. Depresyonda mutsuzluk, umutsuzluk, karamsarlık, isteksizlik, huzursuzluk, özgüvende azalma, değersizlik, suçluluk ve pişmanlık duyguları, eskiden mutluluk duyduğu faaliyetlerden artık zevk alamama, iştah veya uykuda değişiklikler, sebepsiz ağrılar, yaşamına son verme düşünceleri veya planları meydana gelebilir.
Nedenleri nelerdir?
İki uçlu bozukluk toplumda ortalama her 100 kişiden 2-3'ünde saptanmaktadır. Erkek ve kadında eşit oranda görülür ve ortalama başlangıç yaşı genç erişkinlik olan 15–25 yaş arasındadır.
Hastalığın ortaya çıkma nedenleri incelendiğinde genetik etkenler çok yüksek orandadır ve genel olarak 2/3 oranında genetik etkenler sorumlu tutulmaktadır. Birinci derecede akrabalarında bipolar bozukluk olanlarda risk daha da yüksektir.
Nedenlerden bir diğeri ise nöron dediğimiz beyin hücreleri arasında iletişimi sağlayan kimyasal maddelerin düzeyinde meydana gelen değişikliklerdir. Bu durum duygu durumunun düzenlenmesine etki eder.
Stresli durumlar veya travmatik olaylar da iki uçlu bozukluğun ortaya çıkmasında tetikleyici unsurlar arasında yer alır veya mevcut durumu daha kötüleştirebilir. Bu durumlar aile veya yakınlarından birinin ölümü, fiziksel, cinsel ve duygusal istismar, işini kaybetmek, bir ilişkinin bitişi gibi olaylardır.
Belirtileri nedir?
Bipolar bozuklukta mani döneminde:
- Aşırı mutluluk
- Kendini çok önemli görme
- Aşırı enerjik olma hali
- Daha az uyku ihtiyacı
- Cinsel dürtülerde artış
- Konsantrasyon güçlüğü- fikirlerin havada uçuşması
- Hızlı konuşma, sabırsızlık
- Aşırı para harcama
- Halüsinasyon görme
- Saldırganlık eğiliminde artma
- Öfke patlamaları
Bipolar bozuklukta depresyon döneminde:
- Mutsuzluk
- Yorgunluk
- Kendini önemsiz görme
- Umutsuzluk
- Uykusuzluk, iştahsızlık
- Günlük işlevselliğini yerine getirememe
- Azalan cinsel istek
- Suçluluk hissi
- İntihar düşünceleri
İki uçlu bozukluğun seyrindeki en önemli faktörlerden birisi de mevsimsellik özelliği sergilemesidir. Mevsimsel özellik olarak hastalar ilkbahar – yaz aylarında taşkınlık, coşkunluk dönemi özellikleri gösterirken, sonbahar – kış aylarında ise depresyon dönemine girerler. Özellikle Nisan-Mayıs ayları hastaların alevlenmesi açısından en riskli aylar olarak saptanmıştır. Hastaların yaklaşık dörtte biri bu mevsimsel özellik gösterirler.
Tedavi yöntemleri:
Bipolar bozukluğun tedavi süreci hastanın doktorla olan işbirliği ve yakınlarının hasta hakkındaki gözlemleri ve tedavi sürecindeki destekleriyle ilgilidir. Hasta ataklar döneminde kendi durumundaki değişiklikleri fark etmemektedir. Depresif dönemde hasta mutsuzluğundan, hayattan keyif alamamaktan sürekli yakınmakla beraber, hastalığın bir bulgusu olduğunu anlamayabilir. Ancak mani dönemindeki değişiklikleri çevresi tarafından kolayca anlaşılabilmektedir.
İki uçlu bozukluğun tedavisinde ilaç tedavileri özellikle önem taşımaktadır. Hastalığın ilk yıllarında atak sıklığı azken, ilerleyen yıllarda atak sayıları sıklaşmaktadır. ilerleyen yıllarda ataklar arasındaki duygu durumun normal olduğu dönem süresi de kısalmaktadır. Bipolar bozukluk tedavi edilmezse, ortalama bir mani dönemi birkaç ay sürmekle beraber, tedavi edilmeyen depresyon periyodunun süresi ise en az altı aydır. Atak dönemleri arasında çoğu kişi normal duygu durumlarına döner. Kimileri ise hafif depresif bir duygu durum içerisinde olabilir. Bazı kişilerin hastalık belirtileri arasında hiç ara görülmezken, kimilerinde kısa süreli aralar olabilir.
İki uçlu bozuklukta her vakaya göre uygun bir tedavi programı düzenlenir. Bu tedavi stratejisinde ilaç tedavisiyle beraber yaşamın düzene sokulması önemlidir. Düzenli uyku uyuma, iyi beslenme, alkol – madde kötüye kullanımından uzaklaşma, pozitif düşünme becerilerini geliştirme, stresle başa çıkma stratejilerini öğrenme, hastalığın gidişatı konusunda bilgi sahibi olmak önemlidir. İlaç tedavisi olarak lityum, valproat,lamotrijin ve karbamazepin gibi antiepileptikler ve ketiapin, risperidon, olanzapin, haloperidol, aripiprazol, paliperidon, klorpromazin gibi antipsikotikler kullanılmaktadır.
İki uçlu bozukluğun tedavisinde hastalık periyodlarının tedavisiyle beraber, hastanın yeniden atak geçirmesini engellemek için koruyucu tedavi planlanması gereklidir.
Hastalara günlük rutin hayatları için önemli birkaç önerilerde bulunulmalıdır:
- Arkadaşlarınız ve aile bireylerine hastalığınızı anlatın.
- Düzenli uyku uyuyun.
- Alkol ve uyuşturucudan uzak durun.
- İşte ve evde stresinizi azaltmaya çalışın.
- Düzenli yemek yiyin.
- Düzenli spor yapın.
- Nefes egzersizleri yapmayı unutmayın.
- Öfke ve depresyon gibi duygularla başa çıkmayı öğrenin.
Hastalık başlangıcının hemen öncesindeki uyarıcı belirtileri fark etmek, erken tedavi planlanması açısından çok önemlidir. Hastanın yakın çevresi ve aile bireylerine bu uyarıcı belirtileri söylemek, onların da hastanın atağa girmekte olduğunu anlamalarını sağlayabilir.
Özellikle mevsim geçişlerinde hastada olabilecek değişiklikleri fark etmeye çalışmak yararlıdır. Hastalığın uyarıcı belirtileri yakından takip edilmelidir. Hasta hipomani veya mani belirtileri göstermeye başlayınca doktoruna başvurulmalıdır. Belirtilerin artmasını beklemek hastalığın tedavisini geciktirir ve zorlaştırır. Ayrıca ilkbahar mevsiminde mani riskinin yükselmesi nedeniyle kredi kartı harcamalarının yakından takip edilmesi, hızlı araba kullanıp-kullanmadığına dikkat edilip araba anahtarının kontrollü verilmesi ve ilişki kurduğu arkadaşlarını takip etmek olası zararları engelleyebilir.
Bu dönemdeki uyarıcı belirtiler şunlardır:
- Az uyuma veya uyumama
- Etrafı rahatsız edecek davranışlar
- Zihinde çok sayıda düşüncenin uçuşması
- Konuşma miktarında ve hızında artma
- Kolayca heyecanlanma, sinirlenme veya huzursuzluk
- Aşırı ve gereksiz para harcama
- Kilo ve iştahta belirgin değişiklikler.